Ters Okey İşareti: Hayal Kırıklığı ve Umut Arasında Bir Gün
Kayseri’nin sabahları, genellikle her şeyin durağanlaştığı, yavaşça güne uyanmaya başladığı anlardır. Ama o gün sabahı, içimde bir huzursuzluk vardı. Uykusuzdu bir yandan ruhum, diğer yandan bir heyecan… İkisini de karıştırıyordum. O güne dair yalnızca birkaç anı hatırlıyorum ama hepsi duygusal bir karmaşa içinde bir araya geldi. İşte o gün, bir ters okey işaretiyle tanıştım.
O Küçük An: Başlangıç
Hayatımda, bazen bir an gelir ve her şeyin değiştiğini fark edersiniz. O anın ne kadar anlamlı olduğuna dair bir fikriniz yoktur, ama bir şekilde o küçük an, diğer tüm anları birleştirir. Bir sabah Kayseri’nin soğuk rüzgarı, kafemde otururken pencereyi hafifçe sallar, yanımda eski dostum Mert vardı. Birkaç yıldır görüşmüyorduk, ama o eski dostluk sıcaklığını hâlâ hissedebiliyordum.
“Bir kahve daha içer misin?” diye sormadan önce, gözlerinde bir şeyler vardı. Bir tür karar vermiş olmanın huzuru ya da belki de bir şeyleri değiştirme isteği…
Ters okey işareti, tam da o anda çıktı karşımıza.
Bir Arkadaşın Göğsünde Ters Okey
Mert birden, şaşkınlıkla telefonuna bakarak bana döndü. “Bak, bu ne demek şimdi?” dedi, biraz gülerek.
Bir an durakladım, şaşkın gözlerle baktım. Telefonda, birinin mesajı vardı. “Ters okey işareti”. Mesajın yazılı olduğu ekranda, o ifadenin ne anlama geldiğine dair bir ipucu bulamıyordum. O an ne olduğunu tam anlamasam da, bir şeyler eksik gibiydi. Hızla telefonumu kapattım, ama ne kadar kaçsam da o işaret kafamda dönüp duruyordu.
“Ters okey işareti ne demek?” diye sordum. Mert’in gözleri bir anda hafifçe kaydı, derin bir sessizlik oldu. Gülümsedi, ama bu gülüşün ardında bir burukluk vardı. “Bilmiyorum, ama bence artık bir şeyler ters gitmeye başlamış,” dedi. Bir yandan gülümsüyordu, ama o gülüş, bir şeylerin bitmek üzere olduğunun farkında olan bir gülüş gibiydi.
Hayal Kırıklığının Göğüsümdeki Yankısı
Bazen bir işaret, aslında duygularımızı anlamamıza yardımcı olur. O an, o ters okey işaretiyle birlikte bir şeylerin yanlış olduğunu hissettim. Kalbimde, bir garip boşluk oluştu. O boşluk, beni anlamaya başladıkça daha da büyüdü. O anın büyüsünde kaybolmak istedim. Kafamda, bu işaretten başka bir şey yoktu.
Bir okey işareti normalde oyunlardaki bir zaferi simgelerdi. Ama bu ters işaret… Sanki her şeyin tersine gittiğini, beklediğimizin olmadığını anlatıyordu. Bir şeylerin doğru gitmesini beklerken, olan bitenin içimdeki umutla nasıl zıtlaştığını fark ettim. Hayal kırıklığı, belki de sadece bizim o anı algılama biçimimizdi, kim bilir?
Ve o anda, bir dostumun gözlerindeki hüzün ile, kaybolan zamanla birlikte düşüncelerimde kayboldum.
Bir Yolda Ters Okeyin İzdüşümü
Bundan birkaç hafta sonra, bir gece yürüyüşe çıkmıştım. O yürüyüş sırasında, yine yalnızdım. Kayseri’nin sokakları, karanlıkta daha bir sakin, ama bir o kadar da huzur vericiydi. Bir sokak lambasının altında, eski dostum Mert’i düşündüm. Aramızdaki mesafe o kadar uzaktı ki, bazen bu mesafeyi görmemek için gözlerimi kapatmak istiyordum. Ama hayat, bazı şeyleri açıkça görmek zorunda olduğumuzu hatırlatıyordu.
İşte o an, aklıma Mert’in söylediği o sözler geldi: “Bence artık bir şeyler ters gitmeye başlamış.” O günün akşamında, işte o ‘ters okey’ işareti de kafamda dönüp duruyordu. İki şey vardı o işarette, bir hayal kırıklığı ve bir umut. Hayal kırıklığı, şimdi anlamadığım bir şeyin neden olduğunu açıklıyordu; umut ise, belki de her şeyin değişebileceği, yine de devam edebileceği duygusunu taşıyordu.
Sonuç: Ters Okey ve İleriye Doğru Bir Adım
Ters okey işareti, kaybolan zamanın, arkadaşlıkların, duyguların bir yansıması gibi. Birinin gönderdiği mesajda belki de aslında bize anlatılmak istenen, “Hayat her zaman yolunda gitmez, ama bu durumu kabul etmen gerekir”di. Bunu anlamam bir süre almıştı, ama artık fark ediyorum ki, her şeyin ters gitmesi aslında o kadar kötü bir şey değil. Hayal kırıklığına yer bırakmamak, umut taşımak… Aslında, her şeyin sonu değil, yeni bir başlangıç.
Belki de hayat, bazen ters okey işareti gibidir. Beklediğimizin dışında, farklı bir şekilde gelişir, ama yine de onunla dans etmeyi öğrenmeliyiz. Ve belki de, o anda “ters” gördüğümüz şeyin, sonunda en doğru adım olduğuna karar verebiliriz.